25 Mart 2015 Çarşamba

PROFESYONEL İŞ YAŞAMINDA GİYİM KÜLTÜRÜ VE İMAJ YÖNETİMİ

Sevgili arkadaşlar, 




Son zamanlarda çok sık duyduğumuz bazı sözler var İMAJ YÖNETİMİ, GİYİM KÜLTÜRÜ, PROFESYONEL İŞ YAŞAMINDA İMAJ, İŞ ETİKETİ, ETİKET YÖNETİMİ, ALGI YÖNETİMİ gibi.

 
Yurtdışında bu kavramlar  akademik olarak yürütülüyor, üniversitelerde okutuluyor,  ancak ülkemizde yeni yeni dikkat çekmeye başladı, bilinçli bireyler ve kurumlar son yıllarda bu konuda eğitimler ve danışmanlıklar alıyor, personel ve şirket gelişimine bu konuda da yön veriyor.
 
Bunun başlıca ve en belirgin sebebi iş dünyasında her sektörde yaşanan hızlı rekabet, bilgi her sektörde aynı doygunluk noktasına ulaşınca işletmeler farklarını göstermek için insan kaynağına yatırım yapmaya başladılar, artık biliniyor ki , diğer işletme ve firmalardan sıyrılabilmek için sadece bilgi yetmiyor, firmanın iç müşteriye ve dış müşteriye karşı ön yüzü olacak olan kişinin; bilgili, iletişimci, lider özellikli ve  imajı ile akılda kalıcı olması gerekiyor, algı yönetimi hakkında bilgi sahibi olması ve bu kavramı yönetebilmesi gerekiyor.

İş yaşamında imaj yönetimi konusunda  eğitimler ve  seminerler veren bir danışman olarak kesinlikle söyleyebilirim ki; doğru yönetilen bir imaj yönetimi sizin birey olarak kariyer basamaklarını çok hızlı çıkmanızı ve işveren olarak ekibinizin çok daha kendine güvenli, yüksek performans ile çalışan bireyler olmasını sağlıyor, dolayısı ile kar marjınız hızla artıyor.

 
Ülkemiz genelinde konunun öneminin hızla fark edilmeye devam ettiği bugünlerde konu ile ilgili verdiğimiz bireysel ve kurumsal eğitimlerimizin ve seminerlerimizin ana başlıklarını kısaca tekrar sizlerle paylaşmak isterim;
 
  • Vücut tipine göre doğru model ve renkler nelerdir ?
  • İş yaşamında kıyafet renklerinin anlamı
  • Kurumsal imajınız
  • İş etiketi
  • Müşteri gözünde dikkat çekici ve söz sahibi olmak / 10 saniyede hedefe ulaşmak
  • İşyerinde serbest giyimin çerçevesi
  • İş yaşamında giyim kültürü ve imajın etkileri
  • İmajınız ile nasıl daha akılda kalıcı olursunuz ? ( ALGI YÖNETİMİ )
  • Size ait tarzınızı nasıl oluşturacaksınız ?
  • Kurumsal giyinmenin incelikleri
  • Çalıştığınız sektöre göre giyim kuralları
 
Bireysel eğitim yada kurumunuzda toplu halde eğitim aldırmak için ve/veya seminerler için aşağıdaki numaralardan bize ulaşabilirsiniz.
 
0212 465 30 33 - 0532 254 18 85
 
Saygılarımla
 
İlkay ÇORUHLU
Founder & GM
 

 






 
 
 

2 Temmuz 2014 Çarşamba

YAŞAM KOÇLUĞU


                                                                    YAŞAM KOÇLUĞU

Yıllardır sürdürdüğümüz yaşam koçluğu ve kariyer koçluğu çalışmalarımızda şahit olduk ki aslında en büyük değişim kişinin doğru yaşam koçunu bulması ile başlıyor.
Son yıllarda yaşam koçluğu ve paralelinde kariyer koçluğu başarılı, potansiyelini en yüksek seviyede kullanmak isteyen insanlar için hızla bir araç haline gelmekte, çünki artık bilinçli insanlar biliyorki dünya hızla değişiyor, sürekli değişim kişiyi ister istemez belli bir süre sonra çemberin dışına itiyor çünki kişi sürekli bir koşturma ve yaşam kargaşası yaşarken kendi yüksek değerlerinin farkında olamıyor.
Doğru seçilen bir yaşam koçu ve kariyer koçu kişiyi doğru bir şekilde analiz ederek kişinin değerlerini, kişiliğini, hedeflerini ve hedeflere ulaşmadaki yolu onunla bereber çizer.
Ancak buradaki en önemli nokta beraberce yürünen bu yolun, güvene, samimiyete ve gizliliğe dayanan dostça bir ilişki üzerine kurulu olmasıdır, yaşam koçu kişinin gelişimime, kendi potansiyelinin ve farklılığının farkında olmasına, koyulan hedeflere güvenle ulaşmasına yardımcı olmalıdır, problemlerine yada problem saydığı durumlara saygı ve anlayışla yaklaşmalıdır.
Yaşam ve Kariyer koçluğu 1960 lı yıllardan itibaren Amerika' da orta ve büyük ölçekli şirketlerin % 85 inde organizasyonel çalışmaların entegre bir parçasıdır ve bu sayede çalışanların gün içerisinde daha motive çalıştıklarına, hedeflerine daha kısa sürede ve min. hata ile ulaştıklarına, çalışma hayatlarında,  sosyal ve özel hayatlarında karşılaştıkları problem ve sorunlara pozitif ve uzlaşmacı bir bakış açısı ile baktıklarına inanılmaktadır.
Son olarak yazımı Tolstoy' un bir sözü ile bağlamak istiyorum;
'' Hayat geçmişe bağlı kalmak yada gelecekten medet ummak için çok kısa, ya yaşanması gerekenleri zamanında yaşayacaksın yada yaşamadım diye ağlamayacaksın. ''
Saygılarımla
İlkay ÇORUHLU
Founder - Power Plus HRM


                                           YAŞAM VE KARİYER KOÇLUĞU İLE İLGİLİ AYRINTILI BİLGİ İÇİN LÜTFEN
                                                           www.powerplushrm.com  sitemizi inceleyin

 





3 Nisan 2014 Perşembe

 
İŞE GİRMEK NEDEN BU KADAR ZOR ?
 
Özellikle 20 - 28 yaş grubu arasındaki arkadaşlara yaptığım Kariyer Koçluğu çalışmalarında şunu fark ettim ki genç kesim dediğimiz bu yaş grubunda şöyle yaygın bir inanış var; sanılıyor ki iş bulmak ve işe girmenin zorluğu sadece ülkemize özgü bir konu, çoğu danışanımın dediği bir şey aslında beni üzüyor, bu yaş grubu sanki ağız birliği etmişçesine; '' ilkay hanım biraz daha iş arayacağım olmazsa doğru Amerika, İngiltere, Fransa.....''
 
Bu düşüncemi onlarla da paylaşıyorum ; Arkadaşlar iş bulmak ve işe girmenin zorluğu sadece bizim ülkemize özgü bir durum değil, burada istediğiniz kariyeri yurtdışında elde etmek inanın düşündüğünüz kadar kolay değil, en az 2 senenizi dilinizi geliştirmek, gittiğiniz ülkenin kültürüne alışmak ve uygun iş imkanlarını kovalamakla geçiriyorsunuz üstelik bunları yaparken maddi olarak bir getiri olması için çalışmak zorundasınız da...
 
Yurtdışı İnsan Kaynakları yayınlarını takip ettiğimizde şu gerçekle karşılaşıyoruz ki; işe girmenin zorluğu ve sebepleri tüm ülkelerde hemen hemen aynı, ancak yaş olarak genç olmanız ve çalışma hayatında çok fazla bir tecrübeniz olmaması dolayısı ile bu sonuçla kolay kolay yüzleşemiyorsunuz..
 
 
 
Yurtdışı yayınlardan ve mesleki tecrübelerimden yola çıkarak bir farkındalık yaratmak adına sizinle aşağıdaki maddeleri paylaşmak isterim, yaş fark etmez benim 35 yaş üstü halen istediği işe girememiş ne yazık ki öz eleştirisini yerinde gerçekleştirememiş danışanlarımda var, o yüzden aşağıdaki maddeler hepimiz için, lütfen bu maddeleri okuyun ve içlerinden birini bile üzerinde düşünmeye değer bulursanız, düşünün ve o seçeneği törpülemeye çalışın.
 
İŞ ARARKEN GÖZ ARDI ETTİĞİMİZ GERÇEKLERİMİZ
 
  • Kendini tanımamak ve hedeflerinin farkında olamamak ( hedef koyamamak )
  • Pozitif inanç eksikliği, negatif inanç varlığı ( torpilim yok vb )
  • Kendine güven eksikliği ( ben bu işi yapamam zaten )
  • Seçenek kısıtlaması
  • Düşük seviyeden başlamayı es geçmek yada tercih etmemek
  • Bazı işlerin yapılabilirliğini es geçmek ( el emeği gerektiren işlerde çalışmam, ayakta uzun süre çalışmam, masa başı işi istiyorum dışarıda çalışmam vb.)
  • Kendine yatırım yapmamak ( istenilen iş dalına yönelik extra eğitimler almamak )
  • Girişimcilikten uzak olmak
  • Nasıl katma değer yaratacağını bilememek ( doğru cv hazırlamak, görüşmeye gitmeden firmayı araştırmak vb. )
 
Saygılarımla,
 
İlkay ÇORUHLU
Power Plus HRM
Founder / HR Director
 
 
 

5 Aralık 2013 Perşembe

ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ Mİ ? ÇALIŞAN BAĞLILIĞI MI ?

Son dönemlerde İnsan Kaynakları alanında yeni bir trendle karşı karşıyayız : ÇALIŞAN BAĞLILIĞI

Senelerden beri bildiğimiz çalışan memnuniyeti cümlesi neden çalışan bağlılığı olarak değişti yada değiştirilmek isteniyor ? Aradaki fark nedir ?

Çalışan Memnuniyeti ; Şirket içinde yada herhangi bir işyerinde çalışanların daha çok somut olarak kurum içerisinde onlara sağlanan imkanlar ve hizmetlerden memnuniyeti olarak açıklanırken, Çalışan Bağlılığı, çalışanların yöneticilerine, çalışma arkadaşlarına ve hatta işyerinin fiziki konumuna olan organik ve duygusal bağlarını ifade etmekte.
                                                            




Örneğin, İşyerinizin sunduğu servisin rahat ve güzergahının size uygun olması, işyerinde verilen yemeklerin çeşidi ve lezzetli olması, ofis malzemelerinin kalitesinin yüksek olması çalışan memnuniyetinizi arttırırken, işyerinde size ve yaptığınız işe saygı duyulması, fikirlerinizin önemsenmesi, size güvenilmesi çalışan bağlılığınızı artıracak unsurlardır.

 
Bu sebeplerden dolayı son dönemde şirketler tarafından personele uygulanmakta olan ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ ANKETLERİNE personelin şirkete bağlılığını ölçen sorularda eklenmektedir.

Çalışan Memnuniyeti ve Bağlılığı araştırmaları, genel olarak çalışanların kurum ve kurumda çalışmaya ilişkin memnuniyet düzeylerini, kuruma ve birlikte çalıştıkları kişilere olan bağlılıklarını ölçmeyi sağlar, bu noktaya kadar her şey güzel ancak bu nokta yeterli değil...

Asıl bu fayda sağlanması planlanan aksiyonu tamamlayacak olan çalışma bundan sonraki planlama ve uygulamalardır yani bu ölçümler sonucunda çalışanların memnuniyet ve bağlılıklarını artıracak aksiyonların planlanması ve uygulanmasıdır.

Bunu gerçekten planlayıp uygulamaya geçirebilen şirket ve firmalar çalışanlarına gerekli değeri ve saygıyı vermek istediğini çalışanlarına hissettirebildiği için çalışan performansı ortalamadan, max düzeye doğru yükselme eğiliminde olan bir grafik çizmeye başlamaktadır.

Son 25 yıl içerisinde çalışanların düşüncesi ve firmanın performansı arasındaki bağlantıyı saptamak için dünyanın 82 ülkesinde, 24 farklı sektörde milyondan fazla çalışan ve yönetici ile yapılan birebir mülakatlar, yüz binlerce şirket üzerinde yapılan anket ve araştırmalar; bir işyerinin gücünü çalışanlarının mutluluğu ve bağlılığından aldığını, bunu sağlayan şirketlerin de üretkenlik, müşteri mutluluğu, kazançlılık ve çalışan bağlılığı konularında ciddi bir rekabet avantajına sahip olduklarını göstermektedir.

Yine istatistikler göstermektedir ki; Kurum içinde verimliliğin ve iş performansının arttırılmasına yönelik gelişme alanlarını, çalışanlarının kurumdan beklentileri ile aynı paralelde planlayabilen ve uygulamaya geçiren firma ve işyerlerinin performans ve karlılıkları diğer firmalara oranla 6 aylık ölçümlerle  % 23 daha yüksektir.

Dolayısı ile son yıllarda, kurumların Çalışan Memnuniyeti ve Çalışan Bağlılığı’ na verdikleri değer ve talepleri önemli ölçüde artmıştır. Buna sebep olan en önemli etken de artık kimsenin nitelikli işgücünü kaybetmek istemediği olmuştur. Artık şu kabul edilen ve bir firmayı ayakta tutan en önemli etkendir ki; Yönetici İle Çalışan Ekip Arasındaki İlişki, Çalışan Bağlılığı, ve Müşteri Bağlılığı birbirlerini tamamlar niteliktedir.

Teşekkürler,

İlkay ÇORUHLU
Founder / PowerPlus Human Resources Management

27 Mayıs 2013 Pazartesi

SON GÜNLERİN YÜKSELEN TRENDİ : KARİYER KOÇUĞU

Kendine inanmak belki başarıyı garantilemez ama, kendine inanmamak başarısızlığı garantiler.

A. MASLOW

Kariyer Koçluğu kavramını son günlerde çok duyuyorsunuz değilmi? Yada duymadıysanızda çok yakın zamanda duyacaksınız, Nedenmi? Çünki artık bilinçli çalışanlar yada bilinçli yeni mezunlar ve iş arayanlar rakiplerinin nasıl bir adım önüne geçeceklerini biliyorlar.
 
ÇÖZÜM: Konusunda uzman bir Kariyer Koçundan yardım alarak, işe girebilmek yada kişi çalışıyorsa kariyer basamaklarını hızla ve emin adımlarla çıkabilmek.
 
İş hayatımızda mutlaka birkaç kez duyduğumuz şu sözleri hatırlayın; '' Evet sonunda başardım.'' yada '' '' Çok çalışıyorum, çok uğralıyorum ama bir türlü başaramıyorum. ''
Günümüzde açık olarak biliniyor ki; birinci guruptaki başarıyı yakalayabildiğini söyleyen kişiler, kendilerine istedikleri ve inandıkları bir kariyer yolu çizmiş ve bu yolda emin adımlarla ilerleyen ve gerekli noktalarda profesyonel KARİYER KOÇLUĞU danışmanlığı almış adaylardan oluşuyor, kendilerini işine ve sonucundaki başarıya odaklayarak, bu yolda ilerlerken karşısına çıkan stres unsurlarını kontrol altına alabilen adaylardan oluşuyor.
İkinci gruptaki kendini başarısız, tükenmiş ve artık işini sevmiyor olarak nitelendiren kişiler ise işini sevemeyen yada işinde yükselemeyen ve bunu değiştirmek için ne yapması gerektiğini bilemeyen, farklı iş başvuruları yapsa bile her görüşmeye stresli gittiği için görüşmeden gerekli verimi alamayan dolayısı ile stresli ve işini sevemeyen ve değiştiremeyen mutsuz kişilerden oluşmaktadır.
 
 
Artık biliniyorki iş yaşamı pek çok rekabetle dolu ve bazen insana ikinci bir şansı tanımıyor; Bu yoğun ve acımasız rekabet ortamında şansı ve başarıyı ancak, değişim, istek ve profesyonel yardım üçgenini çözüp ona göre adım atanlar kazanıyor.
 
Kariyer Koçluğu ciddi bir danışmanlık ve kesinlikle konusunda uzman, geçmişinde İnsan Kaynakları alanında çalışmış, çalışan psikolojisini anlayabilen ve işveren bakış açısını bilen kişiler tarafından verilmeli ve içinde mutlaka elle tutulur analitik analizler barındırmalı.
 
Power Plus HRM Kariyer Koçluğu hizmetini 2 ana dalda veriyor; Bireysel Kariyer Koçluğu ve Ekip-Takım Kariyer Koçluğu.
 
Bu hizmetlerin ayrıntılarını www.powerplushrm.com web adresimizdeki KARİYER KOÇLUĞU linki altında bulabilirsiniz, bugün itibarı ile işinizi şansa bırakmayın, rakiplerinizin bir adım önüne geçip iştediğiniz ve sevdiğiniz işte huzurla ve mutlulukla çalışmak ve Kariyer basamaklarını hızla tırmanmak artık sizin elinizde, bizimle iletişim kurduğunuz andan itibaren bunu fark edeceksiniz.
 
0532 254 18 85 nolu telefonumuzu arayarak konu ile ilgili ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.
 
Saygılarımla,
İlkay ÇORUHLU
Power Plus HRM - Founder / HR Director

7 Mayıs 2013 Salı

VERİMLİ İŞ HAYATININ SIRRI : OLUMLU STRES VE ZAMAN YÖNETİMİ

Kendine inanmak belki başarıyı garantilemez ama, kendine inanmamak başarısızlığı garantiler.

A. MASLOW

İş hayatımızda mutlaka birkaç kez duyduğumuz şu sözleri hatırlayın; '' Evet çok çalıştım ve sonucunda başardım.'' yada '' '' Çok çalışıyorum, bir türlü taktir edilmiyor, artık işimi sevmiyorum, bıktım tükendim artık. ''

Yapılan araştırma ve analizler gösteriyorki, birinci guruptaki başarıyı yakalayabildiğini söyleyen kişiler, kendilerini işine ve sonucundaki başarıya odaklayarak, bu yolda ilerlerken karşısına çıkan stres unsurlarını kontrol altına alıp, her stres unsurundan kendisini bir adım daha ileriye taşıyabilecek bir odak çıkarabilen kişilerden oluşmaktadır, ikinci gruptaki kendini başarısız, tükenmiş ve artık işini sevmiyor olarak nitelendiren kişiler ise iş hayatında stresi kontrolo altına alamayan, her streste biraz daha mutsuz, umutsuz ve kendini tükenmiş hisseden, böylelikle hem kendini hemde çevresini umutsuz ve mutsuz kılan kişilerden oluşmaktadır.

Artık biliniyorki iş yaşamı pek çok rekabetle dolu ve bazen insana ikinci bir şansı tanımıyor; bu yoğun ve acımasız rekabet ortamında şansı ve başarıyı ancak, değişim, çatışma ve yoğun çalışma üçgenini çözüp ona göre adım atanlar kazanıyor.




Stres insan vücudunun bedensel ve ruhsal sınırlarının zorlanmasıyla ortaya çıkan bir durum, bu noktada eğer kendimizi bu zorlanmalara karşı yetersiz ve güçsüz olarak algılıyorsak başarısızlık ve stres oluşuyor, ancak kendimizi bu zorlanmalar karşısında, güçlü, problen çözücü ve yeterli bilgi ve birikime sahip olarak görüyorsan stres yaşamıyoruz, güncel tabiri ile stresi olumlu strese çeviriyoruz.
Günümüzde araştırmacılar, stresin kendisinden çok, strese maruz kalan kişinin algı ve tehtit düzeyinin strese yol açtığını söylüyorlar, bu nedenle stresi herkes ayrı düzeyde, farklı sebeplerle ve farklı şekillerde yaşıyor.

Düşünün iş ortamında başınıza gelen ve sizi strese sokan bir olayı bir arkadaşınızla paylaştığınızda; '' Bunda bu kadar üzülecek bir şey yok '' yada '' Üzme kendini büyütme bu kadar '' cümleleri ile karşılaşmışsınızdır, yada tam tersi siz bu cümleleri bir arkadaşınızın sizinle paylaştığı bi olay karşısında söylemişsinizdir. Buda göstermektedirki; sites farklı kişilerce farklı olaylarla ve farklı seviyelerde yaşanır.

İşte tüm bunlar stresin kontrol altına alınabileceğinin bir kanıtıdır, neden sizde anlattığınız olay karşısında daha sakin kalan ve size yol göstermeye ve rahatlatmaya çalışan arkadaşınızın gücüne ve bakış açısına sahip olmayasınız?

Olumlu Stres ile ilgili verdiğimiz eğitimler yoğun ilgi görmekte, beğenilmekte ve faydalı bulunmaktadır, konu ile ilgili Eğitim Açıklamamızı www.powerplushrm.com  sayfasındaki Eğitim linkinin içindeki eğitimler kategorisinden görebilir yada 0532 254 18 85 nolu telefonumuzu arayarak konu ile ilgili ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.

Olumlu Stres ve Zaman Yönetimi Eğitimimiz firmalara ve gruplara özel verildiği gibi, kişiye özelde verilmektedir.

Saygılarımla,
İlkay ÇORUHLU
FOUNDER / HR DIRECTOR

2 Nisan 2013 Salı

Kariyerinizi artık siz yöneteceksiniz

Nasıl mı?

Artık klasik mülakatlar, klasik hazırlık süreci, mutlak suretle siyah takım elbise inancı, mülakat beklerken yaşanan el titremeleri çok geride kaldı, artık dünya mülakatını - yani iş görüşmesini kendisi yöneten gençlerle tanışıyor.

Klasik cv' nin tahtına Sosyal cv oturmaya başladı, artık işe girebilmek için mutlaka bir tanıdığınızın olması gerekmiyor, birsürü rakip aday arasından sıyrılabilmek için yapmanız gereken şeyler aslında çok basit;

İşte size birkaç öneri;

  • Hangi alanlarda profesyonelseniz, görüşmede mutlaka üzerinde durun
  • '' Yaz aylarında işe alım çok az olur '' klişesi çok eskilerde kaldı, aksine başvurularınızın resmi tatillerde ve yaz aylarında daha çok üzerinde durun
  • İş görüşmesi esnasında her türlü garip soru yada sıkıştırma ile karçılaşabilirsiniz, şaşırmayın ve kontrolü elinizden bırakmayız
  • Ücret beklentiniz sorulduğu zaman, net cevap verin, siz bilirsiniz yada daha sonra bildiririm gibi cevaplar, işveren tarafında güvensizlik oluşturur, unutmayın eğer gerçekten aranan kişi sizseniz işveren mutlak suretle sizinle pazarlığa oturacaktır.


Yukarıda kısaca belirtmeye çalıştığım, iş görüşmesinde yeni ve değişen trendler Türkiye gençliği arasında önümüzdeki yıllarda hızla yayılacak.

Konu ile ilgili 7 saatlik ilk eğitimlerimizi 21 ve 23 nisanda Taksim Eresin Hotelde vermeye başlıyoruz, eğitimimize katılabilir ve iş görüşme tekniklerindeki yeni değişimleri hemen uygulamaya ve kariyer basamaklarını hızla tırmanmaya başlayabilirsiniz.

Ayrıntılı bilgi için; bizi   www.powerplushrm.com  adresinden takip edebilirsiniz, site içindeki online katılım formunu doldurarak eğitimimize katılabilir, kariyerinize en sağlıklı adımdan başlayarak yön verebilirsiniz.

Eğitim sonunda tüm katılımcılara KATILIM BELGESİ verilecektir.

Ayrıca bu bloğumuzda her hafta Kariyer Yönetiminiz ile ilgili makaleler yayınlanacaktır, takip etmenizi öneririz.

Başarılar...

İlkay ÇORUHLU
Powerplus HRM - Founder / HR Director